Çocuklar ile İletişimin Temelleri: Aktif Dinleme

Çocuklar gün içinde birçok farklı duygu yaşarlar. Bu anlarda çocuğunuzu aktif bir şekilde dinleyebilmek, hem ilişkiniz için, hem de onun ruhsal-duygusal durumunu destekleyebilmeniz için önemlidir. Bu yazımızda, çocuğunuzun okul takıma giremediğinde yaşadığı hayalkırıklığını, planları gerçekleşmediğinde yaşadığı üzüntüyü, veya arkadaşlarının onlardan daha fazla özgürlüğe sahip olmasından şikayet ederken yaşadığı memnuniyetsizliği anlatırlarken onları aktif bir şekilde dinleyebilmenizin yollarına odaklanacağız.

Aktif dinleme, ebeveynlik “alet çantanızda” sahip olabileceğiniz önemli bir beceridir. Aktif dinleme, diğer kişiyle “birlikte” olduğunuzu, onun farkında olduğunuzu, onun duygularını kabul ettiğinizi ve durumunu takdir ettiğinizi ona aktarabilmenize yarar. Çocuklarınızı aktif bir şekilde dinlemek, sizi desteğe ihtiyaç duyduklarında her zaman geri dönebilecekleri bir kaynak olarak gördükleri ve yanlarında olduğunuzu hissettikleri şefkatli bir ilişki yaratmanın iyi yollarından biridir. Bu güvenli ilişki, çocuklarınızın sizin sevginize ve rehberliğinize açık, dayanıklı, sorumlu ve sevecen insanlar olmalarına yardımcı olacak en güçlü faktörlerden biridir.

Püf Nokta Kabuldür.

Aktif dinlemede, konuşan kişinin ne söylediğine dair bir yargı veya değerlendirme yoktur. Bazı ebeveynler, aktif dinlemenin çocuğun söylediği her şeye harfiyen katılmak anlamına geldiğini düşünebilirler. Ancak aktif dinleme, katılmak/onaylamak ile aynı şey değildir.

Örneğin, çocuğunuz üzüntüyle “sınıfta partiye davet edilmeyen tek kişi bendim” diyebilir. Bu ifadenin doğru olmadığını biliyor olsanız da “dahil edilmediğin için üzgünsün” diyerek çocuğunuzun dışlanmış hissettiğini anlayabilir ve kabul edebilirsiniz. Bunun yerine çocuğunuzun ifadesine “Ayşe’nin de davet edilmediğini biliyorum” şeklinde karşılık verdiğinizde, kendinizi bir anda Ayşe’nin sosyal durumu hakkında tartışırken bulabilirsiniz. Ancak, bunun yerine çocuğunuzun görüşünü duyarak ve kabul ederek, ona kendi duygularını fark etmesi, kendi düşüncelerini netleştirmesi, kendi yolunu bulabilmesi için destek olmuş olursunuz. Örneğin, bu noktadan sonra çocuğunuz şöyle diyebilir: “Sadece ‘havalı’ çocukları davet etti.” – ve buradan, çocuğunuzun asıl zorlandığı yeri duyma ve anlama şansınız olabilir.

Aktif dinlemenin özünde koşulsuz kabul yatar. Çocuğunuz ile özellikle duygusal anlarında gerçekleşecek olan bu diyaloglar, “doğrusunu öğretmek”, “ders vermek”, veya bir sorunu çözmelerinde yardımcı olmak için değil,  çocuğunuzu duymak ve anlamak için olmalıdır.

Bu tür dinlemenin uygulandığı bir evde yetişmemişseniz, bunu pratik ederken kendinizi ikinci bir dil öğreniyormuş gibi hissedebilirsiniz. İlk denemelerinizde sözcüklerinizin zorlama, yapay ve rahatsız gelmesi doğaldır. Zamanla, üzerinde çalıştıkça ve pratik ettikçe, doğal iletişim dilinize entegre olacaktır.

Çocuğunuz için her şeyi “düzeltmeniz” gerekmez.

  • Onu dinleyerek, dikkatinize değer olduğunu göstermiş olursunuz.
  • Onun sıkıntılarını duyarak, görüşünün değerli olduğunu gösterirsiniz.
  • Ona eylemlerine karar vermeleri için zaman vererek, sorunları çözme kaynaklarına olan güveninizi gösterirsiniz.

Örnekler:

Senaryo 1:

Kız: (üzgün bir şekilde) Bugün okula gitmek istemiyorum. Çok sıkıcı.
Anne: Tabii ki istiyorsun! Bugün beden eğitiminiz var ve sen beden eğitimini çok seversin.
Kız: Hayır istemiyorum. Ayrıca basketbol oynuyoruz ve bundan nefret ediyorum.
Anne: Valla basketboldan hoşlanmayı ve okulu da sevmeyi öğrensen iyi olur. Seçme şansın yok, biliyorsun. Okula gitmek zorundasın. Zamanla seversin.
Kız: (Uzaklaşır, hevesi kırılmıştır, omuzları ve başı aşağı düşmüştür) Okuldan ve spor salonundan nefret ediyorum.

Senaryo 2:

Kız: (üzgün bir şekilde) Bugün okula gitmek istemiyorum. Çok sıkıcı.
Anne: Aa, yok artık. Ama sen çok zekisin, okulda da çok iyisin. Olur mu hiç öyle şey?
Kız: Ben okuldan nefret ediyorum ve gitmek istemiyorum.
Anne: Hemen okulu arayacağım ve öğretmenine senin ilgini çekecek aktiviteler hazırlaması gerektiğini söyleyeceğim.
Kız: Hayır anne, lütfen öğretmenime söyleme!

Senaryo 3:

Kız: (üzgün bir şekilde) Bugün okula gitmek istemiyorum. Çok sıkıcı.
Anne: Okulda bir şeyler canını sıkmış, gitmek istemiyorsun.
Kızı: Evet. Bence hiçbir çocuk sevmiyor. Öğretmen bir şey yapmalarını söylediğinde onu dinlemiyorlar.
Anne: Diğer çocukların öğretmeni dinlememeleri seni rahatsız ediyor.
Kız: Bana ve diğer bazı çocuklara kötü davranıyorlar – öğretmen bakmadığında bana kağıt parçaları fırlatıyorlar. Ve öğretmenimiz bunu görmüyor bile.
Anne: Çocuklara gerçekten çok kızgınsın ve öğretmenin bu konuda hiçbir şey yapmaması seni biraz hayalkırıklığına uğratmış. Öğretmenin orada neler olduğunu bilmesini beklerdin.
Kız: Evet. Diğer çocukların ne yaptığını ona söylemek istiyorum.
Anne: Bununla ilgili bir şeyler yapmak geçiyor aklından.
Kız: Evet, hatta yarın gidip söyleyeceğim.

Üçüncü senaryoda ebeveyn çocuğunu yargılamadan, eleştirmeden, tehdit etmeden veya çözümlere atlamadan, sadece duymak için dinledi. Kızının söylediklerine ve hissettiklerine dikkatini verdi. Durum ile ilgili kendi duygu ve düşüncelerini, kızının duygu ve düşüncelerinden ayrı tuttu. Kızının üzgünlük, kızgınlık ve hayal kırıklığı gibi duygularına tolere edebildi, onları kapsayabildi.

Bu son senaryo, aktif dinlemenin, çocuğun duygularının ne olduğunu netleştirmesine ve hatta bir durumu nasıl ele almak istediği konusunda kendi başına bazı kararlar almasını sağlayarak onu güçlendirmeye nasıl yardımcı olabileceğinin iyi bir örneğidir. Bu senaryoda çocuk, duygu ve düşüncelerini fark edebildi, bunlar arasında bağlantı kurabildi, sınıftaki durum hakkında daha rahat ve detaylı konuşabildi, ve ebeveyn de kızının gerçekten neyden rahatsız olduğunu anlayabildi.

Ancak elbette ki her zaman sadece aktif dinleme yapılamaz; bazen ebeveynin bir yandan çocuğunu dinlerken, bir yandan kendi duygularını ve fikirlerini onunla paylaşması, sınır koyması veya çocuğa seçeneklerini hatırlatması gereken diyaloglar da yaşanır. Aktif dinleme bunların hepsinin zemininde yer alır; çocuğun duygusal anlamda en zorlayıcı anlarında bile onu sevilmiş, anlaşılmış, kabul ve değer görmüş hissettirmeye destek olur.


Bu yazı bu kaynaktan çevirilerek uyarlanmıştır: https://centerforparentingeducation.org/library-of-articles/healthy-communication/the-skill-of-listening/


Yazar: Psikolog İlke Uysal