Zihinselleştirme Temelli Ebeveyn Danışmanlığı

Ebeveynler ebeveynlik yolculuklarında ve çocukları ile olan iletişimlerinde olumlu veya olumsuz birçok yoğun duyguyu yaşayabilirler. Çocukları ile ilgili attıkları adımların, aldıkları kararların veya tutumlarının doğru olup olmadığı zihinlerinde sorulara yol açabilir. Ya da bazen çocuklarının bazı davranışları karşısında kendilerini çözümsüz veya zorlanıyor hissedebilirler.

Zihinselleştirme temelli ebeveynlik/yansıtıcı ebeveynlik, ebeveynlerin çocukları ile yaşadıkları yoğun duygulara, davranış sorunlarına ve ilişkisel sorunlara yardımcı olabilecek yaklaşımlardan ve ilişki tarzlarından biridir.

Kısaca zihinselleştirme kişinin kendisinin ve diğerlerinin davranışlarını arzular, duygular, inançlar gibi farklı zihin durumları açısından görme kapasitesi olarak tanımlanmaktadır. Yansıtıcı ebeveynlik ise ebeveynin çocuğunun zihninde neler olup bittiğini düşünebilme ve kendi düşünce ve duygularının farkında olma kapasitesi olarak tanımlanır. Yapılan araştırmalar yansıtıcı ebeveynliğin güvenli bağlanma ve çocuğun duygularını tanıması ve düzenlemesi gibi alanlarla ilişkili olduğunu bulmuştur.

Ebeveynin çocuğun davranışlarının ardındaki sebepleri anlamaya çalışmasının öncülü, kendi deneyimlerini de anlamaya çalışmasıdır. Bu yaklaşımda önemli adımlardan biri ebeveynin kendi duygu ve düşünceleri üzerine düşünebilmesidir. “Çocuğumla olan iletişimimde nasıl hissediyorum ve ne düşünüyorum? Bu deneyimde yaşadığım duygu bana başka nelerden tanıdık geliyor? Geçmişteki hangi deneyimlerim bana benzer duyguları yaşattı?  Ebeveynliğimi etkileyen duygular, düşünceler ve geçmiş deneyimlerim neler?” soruları bu yaklaşımda ebeveynler ile üzerine düşünülen bazı sorulardandır.

Yansıtıcı ebeveynlik yaklaşımında odaklanılan nokta çocuğun görünen davranışından ziyade bu davranışın ardındaki içsel durumlar- zihin durumlarıdır. Yansıtıcı ebeveynlik yaklaşımı çocuklarının davranışlarının bir anlamı olduğu fikrinden hareket eder. Kısaca bu yaklaşım çocuğun davranışının ardında bir hikâye olduğu, yani çocuğun davranışlarının çocuğun nasıl hissettiği veya düşündüğü ile ilişkili olabileceği esasına dayanır. Bunun farkında olan ebeveynler de daha sonra sadece davranışa tepki vermek yerine, çocuğun içsel düşünce ve duygu süreçlerine cevap verebilirler. Bu sayede hem çocuk kendi içsel süreçlerinin farkına varmış olur, hem de anlaşılmış hisseder.

Zihinselleştirme temelli ebeveyn danışmanlığında ise süreç ebeveyn-çocuk ilişkisinde genel geçer bilgilerden ziyade biricik ve o çifte özgü olan ebeveyn-çocuk ilişkisinin ihtiyaçlarını anlamaya çalışır. Uzman ebeveynin yaşadığı zorluklara hızlıca çözümler sunmak ya da psiko-eğitim vermek yerine, ebeveynin yaşadığı zorluğu, ebeveynin hem kendi deneyimini hem de çocuğunun yaşadığı deneyimi anlamlandırmak için ebeveyne eşlik eder. Bu sayede yaşanılan soruna daha geniş bir çerçeveden bakılır ve sadece bir soruna çözümden ziyade ebeveyn-çocuk ilişkisine dair daha derin bir anlayış getirir.

Bu yaklaşım ebeveynin çocuğunun iç dünyasını görmesine ışık tutacağı için ebeveynin çocuğuyla duygusal bağını koruyabildiği fakat aynı zamanda davranışa da müdahale edebildiği bir alan açacaktır. Ebeveynin bu tutumu da çocuğun kendi içsel süreçlerinin (ne düşünüyor-nasıl hissediyor) farkına varmasına, empati becerilerinin gelişmesine ve başkaları ile de daha sağlıklı ilişkiler kurmasına olanak sağlayacaktır.


Kaynakça:

Reflective Parenting: A Guide to Understanding What’s Going on in Your Child’s Mind


Yazar: Uzman klinik psikolog Tuğba Çetin Özcan